hayret — is., Ar. ḥayret 1) Beklenmedik, garip bir şeyin sebep olduğu şaşkınlık, şaşırma ... hayret ve teessüründen masanın yanındaki sandalyeye yığılmıştı. Ö. Seyfettin 2) ünl. Şaşılan bir şey karşısında söylenen söz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller… … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAYRET-ENGİZ — f. Hayret veren. Hayret içinde bırakan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYRET-NÜMÂ — f. Hayret gösteren, hayret veren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hayret etmek — şaşmak, şaşırmak, şaşakalmak Bunları oyuncak sanır ve niçin satmadığına hayret ederdi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAYRET-BAHŞ — f. Hayret veren, şaşırtan … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYRET-BAHŞÂ — f. Hayret veren, şaşkınlık veren, hayrete düşüren … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HAYRET-FEZÂ — f. Hayret veren, hayreti artıran … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
hayret — (A.) [ تﺮﻴﺣ ] şaşkınlık … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
HAYRET — Hiçbir cihete teveccüh edemeyip kalmak. Şaşkınlık. Ne yapacağını bilememek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
AHVAL-İ HAYRET-FEZÂ — Hayret verici haller … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
CÂY-I HAYRET — Hayret edilecek yer veya şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük